zondag 26 december 2010

Ailece guzel bir haftasonu kahvaltisi...

Cumartesi sabahi almanyadaki dayim ve ailesi ve bizim aileyi kahvaltiya davet ettim.
Yanimda kardesim Sumeyye olunca sagolsun ozaman biraz daha fazla cesit yapabiliyoruz cunku tek basina zor oluyor bukadar seyi hazirlamak. Tabiki Kubrayida unutmamak lazim yoksa dag gibi bulasigi kim toplayacak.Cok sagolun kizlar.


Benim boncuk kizimda tabiki soframizdan eksik olmaz:-)



Cift cikolatali Browni

Kuzenim Meryemle dun alisveris yaparken cani Browni istedi bende dedim ben sana yaparim ve oylelikle kahvaltiya onlara Browni yaptim.
Tarifi Bir Hollandali kizin sitesinden aldim. Size turkcesini tercume edeyim.

Malzemeler:

190 gram tereyag
190 gram bitter cikolata ama ben iste iki cesit kullandim sutlu ve bitter.
3 yumurta
2 caykasigi vanilya esansi tarfite ben vanilya bourbonu kullandim ama vanilya sekeride olabilir
250 gram tozseker
115 gram un

Yapilisi:

1. Firini onceden 180°C isit.
2. Muffin kabini yagla veya kagitlar yerlestir.
3. Cikolatalari ve tereyagini kisik ateste erit ve az birsey sogumaya birak.
4. Yumurta ve sekerleri iyice cirp
5. Cikolata ve tereyag karisiminida katip iyice cirp
6. En sonunda unuda katip guzel bir karisim elde edene kadar cirp.
8. Brownileri 17 – 20 Dakika firinda pisir.

Ve sadece bir tanesini ye cunku bayagi bir kalorili Browni ;-))



Ve haftasonu kahvlatini vazgecilmez mozarrella salatasi.
Yapilisi cok basit mozarrellalari tabagi dizin yanina domates kesin uzerine zeytinyagi gezdirin ve ve 4 dilim reyhan yapragini kesip uzerine yerlestir. Birde Almanayadan yengemin bana getirdigi ozel mozzarrella & domates baharatini uzerine serpistir ve zevkle tadini cikart.



Recellerimiz turkiyeden gelme. Kayinvalidemin cilek receli, Fatma teyzemin zirgaba ve dag cilek receli.



Ton balikli kanepe

Malzemeler
1 kutu ton baligi
2 kasik mayonez
6 tane kornison tursusu
Kare kare kizartilmis ekmek dilimleri yada arzuya gore baska bir tostluk ekmek cesidi

Yapilisi
Ton baligin yagini iyice suzup 2 kasik mayonezi ile karistirin. Kornison tursularinida rendeleyip icine katip onlarida karistirin ve ekmek dilimlerinin uzerine surup afiyetle yiyin.



Uzumsuz oliebol (birnevi hollandanin yilbasina ozel yaptigi uzumlu pisi)





Bu benim melemen cesitinin tarifi
burda.


Ve dayima ozel kopuklu sutlu senseo kahvesi.

vrijdag 17 december 2010

Burda kar yagiyor...



Arka bahcemden goruntu, ben boyle kari ozledim iste. Ey gidi eski gunler nekadar heyecanli olurdum sabah kalktigimda heryeri beyaz gordugumde. Simdi sadece kara bakip maziye daliyorum...

woensdag 15 december 2010

Asure gunu ve oruc tutmanin fazileti.

Evet arayi cok actim biliyorum ama neyapalim artik bundan sonra galiba boyle olacak. Hafatada iki gun ise basladim birde bir afacan olunca evin isleri derken kendime firsat bulamiyorum.
Bu yaziyi size dun yayinlamayi cok isterdim ama nasib degilmis demekki.
Dun yayinlamak istememin sebebi bugun ve yarin oruc tutabilmeniz idi. Muharrem 9 ve 10 uncu gun oruc tutarsan gecmis 1 yilin gunahlari af olunur.
Eger tutanlar varsa Allah simdiden kabul etsin. Size asure hakkinda bir parca ile bas basa brakiyorum. Kendinize iyi bakin Allah`a emanet olun.


"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Medine'ye geldiği zaman yahûdileri Âşûrâ günü oruç tutarlarken gördü.

Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara:

- Bugün nedir? diye sordu.

Onlar:

- Bugün salih bir gündür.Bugün, Allah'ın İsrâiloğullarını, düşmanlarından kurtardığı, bundan dolayı Musa'nın oruç tuttuğu bir gündür.

Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

- Biz Musa'ya, sizden daha hak sahibiyiz.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bugün oruç tuttu ve (ashâbına da) bugünde oruç tutmayı emretti." (Buhârî; hadis no: 1865)

Müslim'in rivâyeti ise şöyledir:

(( ... هَذَا يَوْمٌ عَظِيمٌ، أَنْجَى اللهُ فِيهِ مُوسَى وَقَوْمَهُ، وَغَرَّقَ فِرْعَوْنَ وَقَوْمَهُ...))

"Bugün Allah'ın, Musa ve kavmini Firavun'dan kurtardığı,Firavun ve kavmini (denizde) boğduğu büyük bir gündür."

((... فَصَامَهُ مُوسَى...))

"Bundan dolayı Musa bu günde oruç tuttu."

Müslim rivâyetine şunu da eklemiştir:

((... فَصَامَهُ مُوسَى شُكْرًا فَنَحْنُ نَصُومُهُ...))

"Musa, Allah'a şükrün bir ifâdesi olarak bugün oruç tuttuğu için, biz de oruç tutuyoruz."

Buhârî'nin rivâyeti ise şöyledir:

((...وَنَحْنُ نَصُومُهُ تَعْظِيمًا لَهُ...))

"Biz de O'na (Allah'a) tâzim için bugünde oruç tutuyoruz."

İmam Ahmed şu fazlalıkla rivâyet etmiştir:

(( مَرَّ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِأُنَاسٍ مِنَ الْيَهُودِ قَدْ صَامُوا يَوْمَ عَاشُورَاءَ، فَقَالَ: مَا هَذَا مِنَ الصَّوْمِ؟ قَالُوا: هَذَا الْيَوْمُ الَّذِي نَجَّى اللهُ مُوسَى وَبَنِي إِسْرَائِيلَ مِنَ الْغَرَقِ، وَغَرَّقَ فِيهِ فِرْعَوْنَ، وَهَذَا يَوْمُ اسْتَوَتْ فِيهِ السَّفِينَةُ عَلَى الْجُودِيِّ فَصَامَهُ نُوحٌ وَمُوسَى شُكْرًا لِلهِ تَعَالَى، فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَنَا أَحَقُّ بِمُوسَى وَأَحَقُّ بِصَوْمِ هَذَا الْيَوْمِ فَأَمَرَ أَصْحَابَهُ بِالصَّوْمِ.)) [ رواه أحمد ]

"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- (Medine'de) yahudilerden Âşûrâ günü oruç tutan bazı insanlara uğradı.

Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara:

- Bu tuttuğunuz oruç nedir? diye sordu.

Onlar:

- Bugün, Allah'ın, Musa'yı ve İsrâiloğullarını (denizde) boğulmaktan kurtardığı, Firavun'u denizde boğduğu bir gündür.Bugün Nuh'un gemisinin Cudî dağının üzerine yerleştiği ve bundan dolayı da Nuh ve Musa'nın, Allah Teâlâ'ya şükrün ifâdesi olarak oruç tuttukları bir gündür.

Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

- Ben, Musa'ya ve bugünün orucuna (sizden) daha hak sahibiyim.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bugün oruç tuttu ve (ashâbına da) bugünde oruç tutmayı emretti." (Ahmed, hadis no: 8360)

((... وَأَمَرَ بِصِيَامِهِ.))

"ve (ashâbına da) bugünde oruç tutmayı emretti."

Yine Kureyş kabilesi de câhiliyet döneminde Âşûrâ gününü yüceltiyorlardı.

Nitekim Âişe'den -Allah ondan râzı olsun- sâbit olan hadiste o, şöyle demiştir:

(( كَانَ يَوْمُ عَاشُورَاءَ تَصُومُهُ قُرَيْشٌ فِي الْجَاهِلِيَّةِ، وَكَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَصُومُهُ، فَلَمَّا قَدِمَ الْمَدِينَةَ صَامَهُ، وَأَمَرَ بِصِيَامِهِ، فَلَمَّا نَزَلَ رَمَضَانُ كَانَ رَمَضَانُ الْفَرِيضَةَ، وَتُرِكَ عَاشُورَاءُ، فَكَانَ مَنْ شَاءَ صَامَهُ، وَمَنْ شَاءَ لَمْ يَصُمْهُ.)) [ رواه البخاري ومسلم ]

"Kureyş, câhiliye döneminde Âşûrâ günü oruç tutardı. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de bu orucu tutardı. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Medine'ye geldiğinde bu orucu tutmayı emretti. Ramazan orucu farz kılınınca, Ramazan orucu farz olarak kaldı, Âşûrâ orucu ise (tutulması emri) terkedildi. Dileyen onu tutar, dileyen de tutmazdı." (Buhârî ve Müslim)

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in insanlara oruç tutmalarını emrettiği gün, sadece bir gün idi.Çünkü Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Medine'ye Rebiül-Evvel ayında gelmişti. Gelecek yıl olunca (ertesi yıl) Âşûrâ gününde oruç tutmuş ve bu günde oruç tutmayı ashâbına emretmiştir. Daha sonra aynı yıl Ramazan orucu farz kılınınca Âşûrâ orucunun farz oluşu nesh olundu (hükmü kaldırıldı).

İslâm âlimleri:

O gün (Âşûrâ günü) orucu farz mı, yoksa müstehap mı olduğu konusunda iki meşhur görüşe ayrılmışlardır. Bu iki meşhur görün en doğrusuna göre Âşûrâ orucu farz idi. Daha sonra dileyen kimse, bu orucu müstehap olarak tutuyordu.Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- daha sonra Âşûrâ orucunu tutmayı herkese emretmemiş, aksine şöyle buyurmuştur:

(( هَذَا يَوْمُ عَاشُورَاءَ وَلَمْ يَكْتُبِ اللهُ عَلَيْكُمْ صِيَامَهُ وَأَنَا صَائِمٌ، فَمَنْ شَاءَ فَلْيَصُمْ، وَمَنْ شَاءَ فَلْيُفْطِرْ.)) [ رواه البخاري ومسلم ]

"Bu gün, Âşûrâ günüdür. Allah Teâlâ bu günün orucunu size farz kılmadı.Ama ben, bu gün oruçluyum. Dileyen (bu gün) oruç tutsun, dileyen de tutmasın." (Buhârî ve Müslim)

Yine şöyle buyurmuştur:

(( إِنَّ صَوْم عَاشُورَاء يُكَفِّر سَنَةً , وَإِنَّ صِيَام يَوْم عَرَفَة يُكَفِّر سَنَتَيْنِ.))[ رواه مسلم ]

"Şüphesiz Âşûrâ orucu bir yılın (küçük) günahları bağışlattırır.Arefe günü orucu ise iki yıllık (küçük) günahları bağışlattırır." (Müslim)

Başka bir rivâyette şöyle buyurmuştur:

(( صِيَامُ يَوْمِ عَرَفَةَ أَحْتَسِبُ عَلَى اللهِ أَنْ يُكَفِّرَ السَّنَةَ الَّتِي قَبْلَهُ وَالسَّنَةَ الَّتِي بَعْدَهُ، وَصِيَامُ يَوْمِ عَاشُورَاءَ أَحْتَسِبُ عَلَى اللهِ أَنْ يُكَفِّرَ السَّنَةَ الَّتِي قَبْلَهُ.)) [ رواه مسلم ]

"Arefe gününün orucunun, (oruç tutan kimsenin) bir önceki sene ile bir sene sonraki senenin (küçük) günahlarına keffâret olmasını ümit ederim. Âşûrâ gününün orucunun, (oruç tutan kimsenin) bir önceki senenin (küçük) günahlarına keffâret olmasını ümit ederim." (Müslim)

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- hayatının sonunda yahudilerin Âşûrâ gününü bayram haline getirdiklerini işitince, onlara aykırı hareket etmek ve bu günü bayram edinen yahudilere benzememek için şöyle demiştir:

(( لَئِنْ عِشْتُ إِلَى قَابِلٍ لأَصُومَنَّ التَّاسِعَ.))

"Şayet gelecek yıl yaşarsam, onuncu gün ile birlikte dokuzuncu günü de oruç tutacağım." (el-Fetâvâ'l-Kubrâ; c: 6. Harama götüren yolların tıkanması babı)

Sahâbeden bazı kimseler ile bazı âlimler bu günde oruç tutmuyorlar, bu günün orucunu da müstehap görmüyorlardı.Hatta sadece Âşûrâ günü oruç tutmayı mekruh sayıyorlardı.

Nitekim Kufeli bazı âlimler, bu günün orucunu mekruh gördüklerine dâir bilgiler nakledilmiştir. Bazı âlimler ise, bu günün orucunu müstehap görmüşlerdir. Fakat müstehap olan bu gün oruç tutan kimsenin onuncu gün ile birlikte dokuzuncu günü de tutmasıdır. Çünkü bu, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in son emridir.

Nitekim o şöyle buyurmuştur:

(( لَئِنْ عِشْتُ إِلَى قَابِلٍ لأَصُومَنَّ التَّاسِعَ مَعَ الْعَاشِرِ.))

"Şayet gelecek yıl yaşarsam, onuncu gün ile birlikte dokuzuncu günü de oruç tutacağım."

Nitekim hadisin bazı rivâyetlerinde açıklayıcı olarak böyle gelmiştir.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünneti, işte böyle idi.

Alışılmışın dışında taneli veya taneli olmayan yemek hazırlamak, yeni elbise giymek, âilenin nafakasını geniş tutmak, bu günde evin bir yıllık ihtiyacını satın almak, Âşûrâ gününe özel namaz veya kurban kesmek gibi bir ibâdeti yapmak,taneli gıda maddelerinin pişirilmesinde kullanılmak üzere kurban bayramında kesilen kurban etlerini bu güne saklamak, gözlere sürme çekmek, saçlara kına yakmak, boy abdesti almak, tokalaşmak, birbirlerini ziyâret etmek veya bu günde câmileri, mescitleri ve türbeleri ziyâret etmek gibi, Âşûrâ gününde yapılan diğer şeylere gelince, bütün bunlar, ne Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in, ne onun râşid halifelerinin yaptıkları, ne Mâlik, Sevrî, Leys b. Sa'd, Ebu Hanife, Evzâî, Şâfiî, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Râhveyh ve bunlar gibi müslümanların imam ve âlimlerinden hiç kimsenin müstehap görmedikleri çirkin bid'atlardır." (Şeyhulislam İbn-i Teymiyye; "el-Fetâvâ'l-Kubrâ")

İslâm dîni iki esas üzerine binâ olunmuştur:

Birincisi: Allah'tan başkasına ibâdet etmemek.

İkincisi: Allah'a, O'nun meşrû kıldığı şekilde ibâdet etmek, bid'atlarla O'na ibâdet etmemektir.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

(( ... فَمَن كَانَ يَرْجُو لِقَاء رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلاً صَالِحاً وَلا يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَداً{110}))

"Kim, (azabından korkup sevabını ümit ederek) Rabbine kavuşmayı arzu ederse, sâlih amel işlesin ve ibâdette Rabbine hiç kimseyi ortak koşmasın." (Kehf Sûresi: 110)

Salih amel; Allah Teâlâ ve Elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sevdiği ve hoşnut olduğu, meşrû ve sünnet olan ameldir.

Bunun içindir ki Ömer b. Hattab -Allah ondan râzı olsun- duâsında şöyle derdi:

(( اَللَّهُمَّ اجْعَلْ عَمَلِي كُلَّهُ صَالِحًا، وَاجْعَلْهُ لِوَجْهِك خَالِصًا، وَلا تَجْعَلْ لأَحَدِ فِيهِ شَيْئًا.))

"Allahım! Amelimin hepsini salih kıl! Amelimi, vech-i kerimine hâlis kıl! Amelimde hiç kimseye bir şey bırakma!" (Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye; "el-Fetâvâ'l-Kubrâ"; c: 5)

Dosdoğru yola ileten, ancak Allah Teâlâ'dır.



Muhammed Salih el-Muneccid


http://islamqa.com/tr/ref/4033/asura